ÇELEBİ HAVA SERVİSİ 2021 FAALİYET RAPORU

4 Çelebi Hava Servisi 2021 Faaliyet Raporu Pandeminin 2022 yılında sona erebileceğine yönelik umutlar artmıştır. Küresel ekonomiye yönelik projeksiyonlar, aşı uygulamasının sonuçlarına bağlı olarak değişim göstermektedir. Covid-19 pandemisinin sürmesi ve Delta varyantının ardından Omicron varyantı gibi daha hızlı yayılma özelliğine sahip farklı varyantların ortaya çıkması, salgına ilişkin belirsizliklerin dünya ekonomisi üzerinde etkili olmaya devam edeceğini işaret etmektedir. Bununla birlikte Omicron varyantı kaynaklı vakalarda semptomların giderek azalması ve uygulanan kısıtlayıcı tedbirlerin 2022 yılının ilk çeyreğinde hafifletilmeye başlanması pandeminin sona erebileceğine yönelik umutları da artırmaktadır. 2022 yılında hükümetlerin mali politikalarında öngörülerin üzerinde sıkılaşmaya gitme ihtimali, Rusya-Ukrayna odaklı jeopolitik gelişmeler ve Çin finans ve emlak piyasalarındaki gelişmeler, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarındaki dalgalanmalar, global ekonomi üzerinde etki yaratabilecek diğer unsurlar olarak öne çıkmaktadır. Türkiye ekonomisi 2021 yılında öngörülerin üzerinde bir büyüme gerçekleştirmiştir. 2020 yılında pozitif büyüme kaydeden ender ülkelerden biri olan Türkiye, 2021 yılında iç ve dış talebin katkısıyla öngörülerin ve potansiyelinin üzerinde bir büyüme gerçekleştirmiştir. Türkiye ekonomisi, zincirlenmiş hacim endeksine göre ilk dört çeyrekte sırasıyla; %7,3, %21,9, %7,5 ve 9,1 oranında büyümüştür. GSYH’deki 2021 yılı büyümesi bir önceki yıla göre %11,0 olmuştur. Hızlı büyüme performansında; düşük bazın katkısıyla önemli oranda artan hanehalkı tüketim harcamaları ile rekor seviyeleri deneyimleyen ihracat belirleyici olmuştur. Çift haneli bir büyüme rakamıyla 2021 yılını sonlandıran Türkiye ekonomisinin, 2022 yılında büyümedeki olumlu performansını hız keserek sürdürmesi beklenmektedir. 2022-2024 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’da (OVP) 2022 yılında %5,5 oranında büyüme kaydedileceği tahmin edilmektedir. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıl boyunca yüksek seyretmiştir. Döviz kurlarında ve küresel ölçekte emtia ve enerji fiyatlarında kaydedilen yüksek seviyeler maliyet kanalı üzerinden enflasyonist baskıları artırırken, yıl boyunca yüksek seyreden TÜFE, bir önceki yılın Aralık ayına göre %36,08 artarak son 19 yılın en yüksek seviyesini görmüştür. Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ise bir önceki yılın Aralık ayına göre %79,89 oranında artmıştır. 2021 yılında ihracatta rekor seviyelere ulaşılmıştır. 2021 yılı küresel çapta tedarik zincirindeki sıkıntılar ve nakliye maliyetlerindeki sert artışla küresel ticarette zorlukların yaşandığı bir yıl olmuş, Türkiye ise lokasyon avantajıyla bu durumu kendi lehine çevirebilmiştir. 2021 yılı genelinde büyümenin yaklaşık yarısını ihracat oluşturmuştur. Genel ticaret sistemine göre ihracat 2021 yılı Ocak-Aralık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %32,8 artarak 225,3 milyar ABD doları, ithalat %23,6 artarak 271,4 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise %83 olmuştur. 2021 yılında turizm gelirleri aşılanmanın katkısıyla öngörülerin üzerine çıkmış ve ihracatla birlikte cari açıktaki düşüşte belirleyici olmuştur. Aşı ve ilaçların desteğiyle 2022 yılında pandeminin etkisinin hafifleyebileceği öngörüsü, turizmde pozitif beklentilerin sürmesini sağlamaktadır. Ertelenen seyahat programlarının devreye girmesinin 2022 yılında turizm sektörünü olumlu etkileyebileceği değerlendirilirken, ülkemize gelen yabancı ziyaretçi sayısında önemli payı olan ülkelerden Rusya ve Ukrayna’daki gelişmelerin turizm gelirlerinde belirleyici unsurlardan biri olması beklenmektedir. TCMB faiz artırımı ile başladığı 2021 yılını faiz indirimi ile tamamlamıştır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2021 Mart ayında enflasyon görünümü üzerinde oluşan yukarı yönlü riskler nedeniyle politika faizini %17’den %19’a yükseltmiştir. Eylül ayında ise TCMB, para politikasında yapılan değişiklik sonucu 16 ayın ardından ilk kez faiz indirimine gitmiştir. Yılın son ayına kadar yapılan toplam 400 baz puanlık faiz indiriminin devam edeceğine yönelik beklentilerin güçlenmesiyle TL’de değer kaybı daha da belirginleşmiştir. TCMB döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale etmeye başlamıştır. TCMB’nin Aralık ayındaki toplantısında 100 baz puanlık indirimle politika faizini %14 olarak belirlemesinin ardından TL’deki değer kaybı da ivme kazanmıştır. Yıl sonuna doğru, TL’deki değer kaybı ve kur dalgalanmalarını frenlemek ve TL mevduatı teşvik etmek amacıyla devreye alınan “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat” uygulamasının piyasalardan gördüğü karşılık olumlu olmuş ve kurlarda düşüş gerçekleşmiştir. Türkiye Yeni Ekonomi Modeli Para piyasalarındaki gelişmelere eş zamanlı olarak yılın son çeyreğinde yüksek büyüme ve düşük cari açığın önceliklendirildiği Türkiye Yeni Ekonomi Modeli’ne geçilmiştir. YÖNETİM KURULU’NUN MESAJI

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NjU0